kulağımda çınlayan / yazmaya çalıştığım şiir sendin/ yalnız akşamlarda üstüme çöken/ düşlerken kaybolup gittiğim sendin / her bir gecede binlerce kere öldüren beni / yağmur yağarken yüzüme düşen sendin/ aynaya baktığımda gördüğüm/ gören gözlerim sendin / umudum da sendin, umutsuzluğum da / yalnızlığım da sendin, yalınsızlığım da sen
ikibinyirmiiki benim yılım olacak şeklinde afili bir giriş yapmış olduğum yeni yılın on dokuzuncu gününden selamlar. normalde sabah uyanmak için bir alarm kurardım ve alarm çalınca hemen kapatır, yatağımdan kalkardım. ama şu son günlerde ya alarmı kapattığımı bile hatırlamıyorum ya da alarmı usulca kapatıp beş dakika sonra kesin kalkarım iki saniye gözlerimi dinlendireyim diyerek tekrar uyuyorum ki tahmin edersiniz gözlerimi açtığımda aradan üç saat geçmiş oluyor. evet yeni yıla bomba gibi bir giriş yapamamış olabiliriz ama bu durum yarının yeni hayatımızın ilk günü olabileceği gerçeğini değiştirmez. geçen yıl kendime bir hedef koymuştum, her ay en azından bir yazı yazacaktım bloğa, şöyle bir dönüp baktığımda hemen hemen gerçekleştirmişim bu hedefi. bu yıl için kendime bu konuda herhangi bir hedef koymak istemedim, sadece canım istediğinde ve yazacak bir şeyim olduğunda yazarım diye umuyorum ve geçtiğimiz yılın aralık ayının on yedisinde üçüncü yılımı da geride bırakmış oldu...