biraz da kaldığım hayattan yazıyorum bu mektubu sana/ çünkü sen ve hayat/ yarısı gelinen yarısı kalınan bir yermiş bunu asla unutma/ de ki dünya/ geldiğim ya da kaldığım/ beni tamam eden her neyse onun adına/ sana gelmiştim hayatta kaldım yanlışlıkla

biliyorum allah’ın kıldığımız namazlara yaptığımız ibadetlere ihtiyacı yok ama zaman zaman sanki ben lütfediyormuşum gibi kılıyordum namazlarımı. ama bu aralar kıldığım namazlara çok ihtiyacım olduğunu hissediyorum. namazdan sonra dua edeceğim zaman kelimeleri zihnimde bile toparlayamayıp sadece boş boş oturup hiçbir şey söyleyemeyip amin diyorum. geçenlerde dışarıda biraz işim vardı, öğle namazını camide kılmak istedim. pantolon giymiştim, ezan okunurken bir teyze elinde etekle gelip namaz kılacaksan giy bunu dedi, normalde biraz kızardım böyle şeylere içimden ama çok tatlı güler yüzlü bir teyzeydi. namazı kıldıktan sonra dua kısmında ağlamamı tutamadım nedense. camiden çıkar çıkmaz güneş gözlüğümü taktım gözyaşlarım gözlüğün kenarından süzülüyordu, insan böyle zamanlarda kendini bir filmin ana karakteri gibi hissediyor. gerçek dışı da sayılmaz ben de kendi filmimin ana karakteriyim ve evet orada dünya benim etrafımda dönüyor. evet her şeyi romantize ve dramatize etmeye bayılı...