Kayıtlar

Nisan, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

bütün bu sürekli arayışlar neden bilir misin/ neden bu durup durup isyan etmeler allah’a/ bu aldanmalar, yıkılmalar, bu sonsuz çalkanış/hep sana yaklaşmak için, biraz daha biraz daha/ seni bulmak yılgın, yıkık gecelerden sonra/ sana çıkmak merdivenlerden nefes nefes/ belki ben yalnız senin güzelliğinde çirkinim/ hiç solmasa güzelliğin, böyle hiç bitmese/ yanmak var sana yaklaştıkça biliyorum/ yok olmak var, kahrolmak var, kül olmak var/ öyle bakma gözlerime bakma artık ölüyorum/ yaşamanın ta kendisi oysa bu ölmek değil/ gözlerim gözlerinden başkasını unuttu/sen yoksan o yokluktur, senden öncesi yoktu.

                 havalar ısınınca bana hep “bir şeyler başarmak istiyorum” hissi gelir. bu sene havalar geç ısınınca o moda giremedim galiba. neyse zaten her zaman bir şeyler başaracak da değiliz. bazen zihnime farklı yolların da olduğunu kabullendiremiyorum. huysuz ve inatçı yaşlı bir teyze gibiyim. yaşlı sayılmam, huysuz da demeyeyim şimdi durduk yere kendime ama ortada reddedemeyeceğim bir inatçılık var. hayatım yılbaşında planladığımdan çok daha farklı bir yere doğru evrildi. dört ay önce birisi bana bak nisan ayında şöyle şöyle olacak deseydi, bugünümü bana anlatsaydı sadece gülerdim ve öyle bir şey mümkün değil derdim, sonra tekrar gülerdim. kendimi akışa bıraktım ama çok mu akışkan oldum, hayatımın kontrolü artık hiç mi bende değil, seçimler mi yapamıyorum bilmiyorum ama bir şeyler oluyor. tuhaf bir şekilde çok da şikayetçi değilim bu durumdan. değişim ve belirsizlik eskiden olduğu kadar kalbimde ve ruhumda bir boşluk hissi yaratm...

senin kafanın içi/ yıldızlı karanlıklar kadar güzel, korkunç, kudretli ve iyidir/ yıldızlar ve senin kafan kâinatın en mükemmel şeyidir

  yazdıklarımı genelde tekrar okumam, bir yazıyı eğer paylaşacaksam yazım hatası yapmış mıyım diye kontrol ederken bile şöyle bir göz ucuyla bakarım sadece. kendi zihnimden çıkıp da el ele tutuşup cümleler oluşturan kelimelere pek de tahammülüm yok sanırım. geçenlerde cesaretimi topladım bir bakayım ben neler yapmışım dedim, bir kısmını tekrar okudum. ve şunu fark ettim ki mütemadiyen her şeyden şikayet etmişim. hayatımdan, kararlarımdan, vazgeçişlerimden, üzümlü kekten bile şikayetçi olmuşum. insan kekten şikayetçi olur mu? oluyormuş işte. hani keki fırına koyup fırın kapağını kapattıktan sonra gözünüz tezgahın üzerinde size dalga geçer gibi gülücükler atan paketi açılmamış dolayısıyla kekin içine koymayı unuttuğunuz kabartma tozuna takılır ya, tüm memnuniyetsizliklerim bir olup köşe başından kıs kıs gülüyor sanki bana. ve inanır mısınız bilmem şu an memnuniyetsizliklerimden bile memnuniyetsizlik duyuyorum. her şeye olanca iyi niyetimle yaklaşırken kendime karşı bu kadar tahammü...