hadi uyan/ aydınlığa çık da çil gözlerin ışısın/ ilkyazlar sıcağı biriksin yüreğine/ yoksul olsan da uyan/ garip olsan da uyan/ madem ki güzelsin, güzeli yaşatmak için/ madem ki iyisin, iyiliği yaşatmak için/ madem ki umutlusun, umudu yaşatmak için/ hadi uyan
zeytin tabaklarını bilirsiniz, böyle uzun ince olurlar. geçen gün kahvaltıda zeytinlerin tabağın içinde sıraya girmiş gibi gözüküyor olmalarından mütevellit uzunca bir süre gülmüştüm. ve hâlâ tek sıraya girmiş üzerinde kekik ve pulbiber olan zeytin düşüncesi beni güldürmek için yeterlidir. işte böyle bir boşluğun içindeydim bir süredir.
öncelikle, yüksek lisansa kabul edilmişim. başvuru yaptığım ve mülakata girdiğim süreç boyunca “allah’ım eğer benden daha çok isteyen birisi varsa ona nasip olsun.” diye dua etmiştim. dersler 4 ekimde başlayacak o zamana kadar hâlâ “dur bakalım, belki bir belgeyi eksik teslim etmişimdir bir şey olmuştur kabul edilmemişimdir” diye düşünmeye devam edeceğim sanırım. yüksek lisans yapmayı istemiyor değilim. bana birçok şey kazandıracağına eminim. benim için yeni olan bir alanda yeni bir şeyler öğrenecek olma fikri beni heyecanlandırıyor hatta. sadece gerçekten tutkuyla istediğim bir şey değildi sanırım. gerçi ben neyi o kadar çok istiyorum onu da hâlâ bulabilmiş değilim ya, neyse. yazmayı ve okumayı seviyorum, o hâlde bunu niçin daha iyi öğrenebileceğim bir şeylere başlamayayım diye düşündüm ve kendimi yüksek lisans başvurusu yaparken buldum bir anda. üniversitede iken (bu şekilde yazmak tuhaf hissettiyor, üniversiteyi bitirdim ben vay be) yüksek lisans yapmayı asla ve asla düşünmezdim. hiç gerek yok derdim. sonrasında kendimi yüksek lisans yapabileceğim bir alan ararken buldum. şimdi de “doktora mı? asla.” derken buluyorum kendimi. neyse bir yüksek lisansımızı bitirelim de, gerisini sonra düşünürüz ve umarım yakın zamanda büyük konuşmamayı öğreniriz.
bir de ücretli öğretmenliğe başvurmuştum. pandemi sebebiyle doğru düzgün staj yapamadım ve bir sınıfta nasıl davranılır hiç bilemiyordum, bunu öğrenmenin tek yolu da bir sınıfa öğretmen olarak girmektir. ilk arayan okulla bazı sebeplerden dolayı anlaşamadık ve sonuç olumsuz oldu. böyle bir şeye üzüleceğimi hiç düşünmezdim ama büyük bir hayal kırıklığına uğramış gibi hissettim. siz de bilirsiniz ki, kendinizi kötü hissetmeye hafif meyilli olduğunuz bir dönemde yaşanan en küçük olumsuzluk gözünüzde büyür de büyür. sanırsınız üzümlü kekinizden üzümün sapı çıkmış, öyle bir üzülmek. şöyle bir durup düşündüğümde tamamen şimdiki halimde kalma ihtimalimin de olması beni biraz ürküttü. kendimi geliştirmek için hiçbir şey yapmayabilirim. çabaladığım her şeye son verip şu anki ben olarak hayatıma elli yıl daha devam edebilirim. bir şeyler okumayı öğrenmeyi tamamen bırakabilirim. şöyle bir durup neden hâlâ çabaladığımı düşündüm, bir an için her şeyin pamuk ipliğine bağlı olduğunu hissettim. somut, elle tutulur, gerçek dünyada karşılığı olan bir başarıya ihtiyacım vardı. evet tüm bunları hayatımda aldığım ilk iş başvurusu reddinden sonra düşündüm. bir hafta önceki kendime dönüp “gerçek dünyaya hoş geldin, burada bir çok reddediliş, düşüş ve vazgeçiş var.” demek istiyorum. en küçük olumsuzlukta böyle kendimi üzeceksem daha çok yolumuz var. bu hikayenin sonunda ne oldu derseniz, beni başka bir okul için tekrar aradılar ve ücretli öğretmenliğe öncekine göre daha iyi şartlarda başlamış oldum. neredeyse ilk haftamı tamamladım sayılır. çalışma hayatının bu kadar yorucu olduğunu, bir sınıfı susturmanın bu kadar zor olduğunu bilmiyordum. ama her geçen gün daha iyiye gidiyorum sanki, umarım dünyalar tatlısı öğrencilerim de öyle düşünüyordur. siz beni bir de gelecek hafta görün. öğretmen olmak beni heyecanlandırıyor, sanırım bu işi yapmayı gerçekten istiyorum.
öğretmenlik demişken, bu sabah yaklaşık bir yıldır çalıştığım kpss sonuçları da açıklandı. öncelikle merhaba 2022 kpss. açıkçası sınavla ilgili içim oldukça rahattı. çünkü elimden geleni yapmıştım ve yeterince çalışmıştım. bunun verdiği iç huzuru ile sınavlarıma girdim ve sonucu beklemeye başladım. açıkçası sonuç iyi gelmezse biraz da olsa içimde bir burukluk olur, üzülürüm diye düşünmüştüm ama bir kere bile “ ah be keşke daha çok çalışsaydım birkaç soru daha çözsem olurdu bu iş.” diye düşünmedim. sabah kahvaltımı yaparken sonucuma baktım, sonrasında kahvaltımı tamamlayıp bugünkü derslerime girmek için okuluma gittim. dramatik bir an olur diye hayal etmiştim aslında ama mesela geçenlerde fırın sütlaç yapacağım zaman fırını önceden ısıtmayı unutmuşum, o an yaşadığım hayal kırıklığı daha büyüktü. daha fazla ders çalışabilir miydim? kesinlikle. ama sınava çalıştığım süreçte izlediğim hiçbir film için, okuduğum hiçbir kitap için pişman değilim. tüm bir senemi bir sınava adamak istemezdim, bu yıl için de öyle bir planım yok. geçen sene için kendime tek eleştirim nasıl çalışacağımı bilmiyor olmamdı. çünkü ben daha önce ders çalışmamıştım. bu sene neyi nasıl yapmam gerektiğini çok daha iyi biliyorum. ayrıca kpss’ye bana bir düzen kazandırdığı için ve öğrettiği bilgiler için teşekkür ediyorum.
yazı sonu şarkısı: elvis presley- can’t help falling in love
Hiçbir düşüş bir gönülden düşüşten daha ehemmiyetli değildir. Gönüllerden hiç düşmeyecek olmanı düşündükçe her şey daha güzelmiş gibi geliyor, ayrıca teşekkürler; bu yazı epey iyi geldi dikenleri derleyen ruhuma 🌹
YanıtlaSilumarım bizim de ruhumuza iyi gelen bir yazı okuma fırsatımız olur 123zerdali blogunda.............
SilUmarım 🤷
Sil